Çirkin Ördek Yavrusu




Uzun zamandır artık var olmadığını düşünmeye başladığım hislerim, galiba bu düşüncelerimi fark etmiş olacaklar ki bütüüün yoğunluklarıyla ne var ne yok toplayıp geri geldiler. Nedenini açıklayamadığım iğrenç bir depresif mod içindeyim günlerdir. Dün akşam uyuyakalmışım salonda. Yazık abim de yeni gelmiş eve, hem beni uyandırmaya çalışıyor hem de neşelendirmek istiyor biraz. Şakalaşmaya başladı, ben de nasıl bir ruh hali içindeysem artık sinirden bağırmaya başladım. Nasıl bağırıyorum ama öyle böyle değil. Bildiğin çığlık atıyorum evde oturmuş. Hayır hıncımı bağırarak alamadım oturdum hıçkıra hıçkıra ağladım. Cidden ağladım yani. Şaşırdı önce bi napıcağını bilemedi yazık yavrum. Suçu da yok ki, benim dengesizliğim tamamen. Gelmiş hadi gel o çizmeleri sipariş verelim internetten diyo bide. Türkiyede yok diye çizmelere mi üzüldüm sandı artık naptı bilmiyorum. Belki de ona üzüldüm. Belki de koca iki yıldır içimde henüz benim bile ne olduğunu bilmediğim bazı şeyleri bastırdığımdan birden patladılar. Veya ne bileyim işte, o çocuk geldi aklıma. Onunda ilgisini kaybettiğim için üzüldüm belki biraz. Hani bazen insan bazı ortamlarda kendini çirkin ördek yavrusu gibi hisseder, başına kese kağıdı geçirip görünmez olmayı diler ya. İşte ayneeen öyleyim sene başından beri okulda. Böyle bir eziklik, bir kendimde daha önce hiç yaşamadığım bir güven eksikliği var üstümde. Kendimi nasıl çirkin buluyorum nasıl değersiz hissediyorum anlatamam. Sanki gerçekten de güzel hissetmem için sevgiliye ihtiyacım var gibi. Kimi beğendiysem benimle ilgilenmiyor falan. Öyle bir ruh haline büründüm bende. İşte tam böyle düşündüğüm bir sırada bu öküz çıktı ortaya. Öküz diyorum çünkü öküzün trene baktığı gibi bakıyordu bana. İlk başlarda bir yerimde bir şey mi var diye düşünüyordum hani, artık aklıma bile gelmiyor bana gerçekten birilerinin bakabileceği ihtimali. O kadar ezikliyorum kendimi düşün. Ama işte o bana baktıkça, benim etrafımda oldukça mutlu hissediyorum kendimi. Hayır çocuğu önceden farkında bile değildim. Yakışıklı olmadığından değil, Allah vermiş çocuğa tipi yerinde yani. Son sınıf sanırım bir de. Öyle yani bakılmayacak gibi değil. Ama normalde hiç elde edemeyeceğim insanları hayvan gibi kesen ben, bu çocuğa gelince bakışlarımı kaçırıyorum bakmıyorum falan. Bu etraftaysa başka yerlere gidiyorum, içim gidiyor aslında bakmak için ama bakamıyorum işte. Sanki onunla biraz ilgilensem çocuğun ilgisi sönücek gidicek diye bir korku var içimde. Nerden geliyor bu korku onu da bilmiyorum. İşte neyse, fazla naz aşık usandırdı galiba. Artık ne bakıyor, ne yakınlarımda duruyor falan. Onun bana olan o azıcık ilgisini de kaybedince böyle bir boşlukta hissettim kendimi. Sanki senelerdir aşığım iki üç gündür gördüğüm çocuğa.
Veya aslında o benimle hiç ilgilenmedi, ben şizofrenim ve öyle olduğunu kurdum kafamda. Bilmiyorum ama hoşuma gitmişti. Onunla ilgili hayaller kurmak çok güzeldi, gerçekleşme ihtimali olduğunu sanıyordum çünkü. Şimdi sen de imkansızsın, kapşonlu. Sen de aldın yerini ulaşamayacaklarımın arasında. Ama olsun, böyle de güzel seni yaşamak. Hayallerde de güzelsin.

O benim olmadı, olmasın. Unuturum adımı bile anmasa, önemi yok..
O beni sormadı, sormasın Yolumu bulmadı kimse karışmasın
Dönüşü yok..

Görünmez.



Garip hissediyorum bu aralar..

Sanki böyle..eksikmiş gibi.

Hani kırılmış.. incinmiş gibi.

Unutmayı denedikçe daha da saplanıyorsun sanki içime.

Sadece birkaç gün yetti zehrinin vücuduma yayılmasına

Beni esirin etmesine..

Gözlerin, mutluluğumun tek sebebi. Henüz bir renk veremedim onlara, mavinin eşsiz tonlarından biri sanki. Bazen de yeşil oluyor, içime işliyor..

Öylesine güzelsin ki, öylesine muhteşemsin ki..

Yok ediyorsun beni farkında bile olmadan.

Acaba biliyor musun ismimi?

Onu da geçtim, görüyor musun arada sırada beni?

Yoksa gerçekten de, görünmez miyim gözlerinde?


Cevabını bildiğim sorular sormamalıyım belki de.

Kandırmamalıyım kendimi boş yere.

Ama hayalin bile çok güzel, ansızın hayatıma giren adam.

Canımı yaksa da, hayalini kurmak çok güzel.




Ölü Kelebek




Çok yabancı hislerle tanıştım bir anda, hiç alışık olmadığım türden olanlar. Öyle bir sardı ki tüm vücudumu söküp kurtulamadım. Daha önce böylesine değersiz, incinmiş hissettiğimi hatırlamıyorum. Çok yeni bu hisler bende, alışamadım henüz. Seni gördüğümde içimde uçuşmaya başlayan o kelebekler öldü sanki. Bir yandan seni istemiyorken, diğer yandan delicesine istiyorum. Yine de bunun olmayacağını o kadar iyi biliyorum ki baştan yenik düştüm zaten. Beni görebilmeni, hissedebilmeni o kadar çok isterdim ki, ansızın hayatıma giren o mükkemmel insan.

İzin vermeyecektim aslında bir kez daha beni yerle bir edecek bir insan olmasına. Kimseyi kendimden değerli görmeyecektim. Bunu kendime neden yapıyorum bilmiyorum. Şu anda bildiğim tek şey, seni istiyorum. Benim olmanı, beni sevmeni istiyorum. Ama gerçekten sevmeni hani, taparcasına. Küçük ama tatlı kavgalarımız olsun istiyorum, kıskan istiyorum. Gözlerin hep beni arasın istiyorum, o muhteşem deniz mavisi gözlerin. Benden başkasını görme istiyorum, senin için en güzel insan ben olmak istiyorum. Biz olmak istiyorum.

Ama sonra, gerçek dünyaya dönüyorum. İçimde bir şeyler sıkışıyor.

Hayalin öylesine güzel ki ansızın hayatıma giren adam, gerçeğin çok canımı yakıyor.

Tasarruf.

Bazen bazı insanları.. yok yok, insan taklidi yapan hayvanları anlamakta güçlük çekiyorum.

Akılları tek bir noktaya çalışan erkekler var ya hani. Siz onun gözlerinin içine bööyle safça bir aşkla bakarken, sizi çıplak hayal eden erkeklerden bahsediyorum. Hani şu her söylediği koccaman bir yalan olan ve tek derdini bariz bir şekilde ortaya süren süper zekalı tiplerden.

Şeyi çok merak ediyorum bak ben. Allah acaba erkekler için tek türden bir beyin yaratıp, sonra bunu hepsine mi dağıttı?

Ee şey, bu da bir çeşit tasarruf sayılır ama.

Who Let the Dog Out ?

Çok yorgunum.
Hepsi Yalçın yüzünden.
Garanti 2 saat yürümüşüzdür. -.-
Ama eğlenceli gündü.
Pamuk şeker dahil.
Evet pamuk şekeri çok seviyorum.
Bu yaşıma geldim hala daha yiyorum.


Sanırım hasta olucam. Lanet olsun. Hasta olmak kadar nefret ettiğim bi'şey yok ama evdekilere çaktırmıyorum.

Kafam kadar ilaçları içmektense öliyim daha iyi.

Ya bak ne dicektim ben. Şu cool insanlardan ciddi anlamda tiksindiğimi fark ettim. Soğuk nevaleler.

Havalı olucaklar ya sözde, cool takılıyo abiler. Şeytan da bana çarp ağzının ortasına bi tane diyo.

Soğuk insanları sevmiyorum.
Ölsün onlar.

Bi de kendini çok aşırı güzel veya yakışıklı sananları ya da sahiden de çok taş olanları sevmiyorum.

Onlar da ölsün.

Çok yorgunum. Kafamı koysam uyurum yani.

Pazartesiye kadar siyah fon karton bulmalıyım. Bugün alıcaktım aslında ama her zamanki gibi unuttum. Harbiden balık hafızalıyım ben. Kabul ediyorum bunu.

Pazar günü açık kırtasiye bulabilecek miyim acaba ya.

Of.

Who let the dog out u dinliyorum şu anda. Cidden bak.
Çok efsane şarkılar yükledim ipoduma.
Shark around bile var mesela.

O şarkıyı çözemedim ben hiçbi zaman. ananananana diye devam ediyomuş hissi veriyo ve anneme küfredildiğini düşünüyorum.


Ya şimdi face de geziniyordum da.. Bir fotoğraf altındaki yorumlara bakıyım dedim. Baktığıma bakacağıma pişman oldum. Şu erkeklerin ne iğrenç muhabbetleri var. Tiksindiriyo yani.

İnsan olamaz onlar ya. Bildiğin hayvan yani.
Evrimi tamamlanamamış varlıklar.

Ayrıca 122 arkadaşlık isteği var ve ben kim diye bakmaya bile üşeniyorum.

Şu tembelliğimden kurtulmam lazım artık blog. Ciddi bi seviyeye ulaştı yani. Hayır yakında nefes almaya üşenicep geberip gidicem ondan korkuyorum.

Şu anda yazmaya da üşendiğimi fark ettim. Kaydı yayınlayıp gidicem. Tekrar okuyup kontrol etmeyi düşünmüyorum. Yazım hatası falan varsa tembelliğime verin anlayışlı olun.

Gidiyorum.

asdfgfdsa.

.

bana bitmeyen tek bir şey söyle,
söyle sonsuza inanayım.

Tell me why ?

Biyoloji sınavım var yarın.

Ben hala netten çıkmayı başaramadıım. -_-

Tanrııııım ! Ne olucak bu halim böyle ? Bu tembellikle sene sonu ne b.k yiceeeem ? -_-

Sabahın köründe kalkmak öldürüyor beni blog. Öyle böyle değil yani. Sıcacık yataktan kalkıp giyinmek falan.. Saçlarımı taramayı unuttuğumu servise bindiğimde camdaki yansımamdan fark ettim, biliyo musun? :) Çok dalgınım, çok umarsızım bu aralar. Çook.

Biri beni kendime getirebilir miii?

Bir yandan facebook denilen, aslında çok boktan bir şey olup ama yine de bütün vaktimi orda geçirdiğim saçmalık açık. Diğer yandan msne göz gezdiriyorum. Tell me why çalıyor arkada bir yerde. Bi'de yarısı içilmiş, diğer yarısı hala duran cam şişedeki kolam var yanımda. Ne kadar zararlı şey varsa vücuduma, hepsini büyük bir zevkle tükettiğimi fark ettim az önce.

Mazoşist olabilir miyim acaba ben kendi içimde ?

Hmm.

Yarın tam 3 saattlik bir ingilizce işkencesi beni bekliyor. Sonraa geometri var mesela. 2 saat de onu çekicem. Hiçbir şey anlamama rağmen sırf terminatöre benzeyen sevgili öğretmenim sözlü notunu bol tutsun diye derste çabalıyor ayağına yatıyorum. Yoksa alakam olmaz.

İğrenç.

Çok kendini beğenmiş biri oldum ben blog. Cidden.

Neyse. Kendimle ilgili şikayetlerimi sonra yazıcam. Gereksiz ergen bunalımlarımla sıkmak istemiyorum seni şimdi.

Of lan. Saat yedi buçuğa geliyor. Lanet olsun.

Çalışmam gereken bir sınav var benim.

Biyoloji hocamdan bahsettim mi sanaa ? Kadın tam bir manyak abi. Geçen gün giydiği eteğin boyunda eteği ben giymiyorum yeminle. Tanrım nasıl bir tarzdır o öyle. Bir de kadın 50 yaşının üstünde. Buruşmuş.

Midem kalktı.

Kendini düşünmüyorsa bile, bizim midemizi düşünmeli bence.

Bir öğretmenin böyle bencil olması çok yanlış blog. Çok kötü örnek oluyorlar bize. Ben şimdi gitsem etek boyumu kısaltsam, sonra da biyoloji hocasını örnek aldım desem kimse bi halt yapamaz kii.

Neyse ki aklı başında bir insanım beeen. Bunamadım daha o manyak gibi. -_-

Saçmalıyorum.

Farkındayım.

Tamam gidiyorum. Ders çalışıp uslu bir kız olucam.